Tanzanya Sünnet Organizasyonu: Kardeşlik Eli Uzaklara Uzanıyor
Sabahlar, çoğu zaman yepyeni umutların habercisidir. Lakin bu sabah, Tanzanya’nın Darüsselam şehrine ayak bastığımızda içimizde tarifsiz bir heyecan ve merhamet duygusuyla gark olmuştuk. Serhat Derneği’nin gönüllü doktorları, hemşireleri ve üroloji uzmanlarıyla çıktığımız bu yolculukta; ezcümle “kardeşlik bilinci” ve “dayanışma ruhu”nu sımsıkı tutarak 1500’ün üzerinde çocuğa sünnet hizmeti sunmayı hedefledik. Elbette bu çalışmalar, bağışçılarımızın ve hayırseverlerin güçlü desteği olmadan vücut bulamazdı. Ne var ki, 2860 sayılı kanun gereği doğrudan bir bağış çağrısında bulunmasak da bu projenin gönül dostlarımızın katkılarıyla gerçekleştiğini bilmek, hepimize ayrı bir minnet hissi veriyor.
Sünnet Projesinin Temel Amacı
Tanzanya sünnet organizasyonu, yalnızca tıbbî bir yardımdan ibaret değildi. Asıl muradımız, Türkiye ile Tanzanya arasında kalıcı bir kardeşlik köprüsü inşa etmek ve bu köprüden ilelebet iyilik ve muhabbet taşımaktı. Sünnet, İslâm âleminde önemli bir ritüel olarak kabul görür. Lakin hijyenik şartlar sağlanamadığında sağlık açısından riskler barındırabiliyor. Bu sebeple, gönüllü doktorlarımızla çıktığımız bu sefer, Tanzanya’daki çocuklara daha sağlıklı bir gelecek sunmayı niyaz ederek kolları sıvadık.
Hazırlık Süreci ve Yolculuk
Proje öncesinde Tanzanya’daki sağlık altyapısını araştırarak, hangi hastanenin en uygun ortamı sağlayabileceğini değerlendirdik. Sünnet için gerekli malzemeler, steril ekipmanlar ve tıbbî cihazlar büyük bir titizlikle temin edildi. Uçak yolculuğumuz 17 Ekim 2024 sabahı İstanbul Havalimanı’ndan başladı. Darüsselam’a vardığımızda, güler yüzlü yerel ekip ve hastane yetkilileriyle bir araya geldik.

Mikocheni’de kısa bir istirahatin ardından Amana Hospital’a hareket ettik. Yerel doktorlarla hızlı bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda sünnet hizmetinin nasıl yürütüleceği, hangi alanların kullanılacağı ve hastanedeki düzenlemelerin nasıl yapılacağı masaya yatırıldı. Lokal ekiplerle iş birliği, projemizin başarıya ulaşmasında büyük rol oynadı.
Dayanışma Ruhu: Hijyenik ve Güvenilir Sünnet
Sünnet organizasyonumuz dört gün boyunca yoğun ve disiplinli bir tempoda sürdü. Ekiplerimiz hijyen kurallarına azami dikkat göstererek, her çocuğun steril ortamda sünnet olmasını temin etti. Yetim ve muhtaç çocukların yanı sıra yerel halktan gelen her aileye de kapımız açıktı. Bu süreçte yanımızda getirdiğimiz tıbbî sarf malzemeleri ve steril kesim ekipmanları, emniyetli bir sünnet için elzem oldu.
Çocuklar sünnet sonrasında ufak tefek hediyeler ve sıcak bir yemek ikramı ile moral buldu. “Yemek bağışı” gibi desteklerle de projeye katkı sunan gönüldaşlarımızın sayesinde, her çocuğun yüzünde minik bir tebessüm, kalbinde ise büyük bir umut yer edindi. Sünnetin ardından pansuman ve bakım süreci de ihmal edilmedi; doktorlarımız aileleri bilgilendirerek, iyileşme döneminde dikkat edilmesi gereken hususlara özen gösterilmesini sağladı.

1500’ün Üzerinde Çocuğa Uzanan Şefkat Eli
Tanzanya sünnet organizasyonu kapsamında, dört günlük çalışma boyunca 1500’ün üzerinde çocuk sünnet edildi. Yerel medya, Türkiye’den gelen doktorlarımızın bu anlamlı hizmetini yakından takip etti. Böylelikle, Tanzanya ile Türkiye arasında bir gönül köprüsü inşa edildiği gerçeği, hem yerel halka hem de uluslararası topluma duyuruldu.
Anne babaların memnuniyeti ise cabasıydı. Bazı aileler, sünnet işleminin hızlı ve hijyenik gerçekleşmesine şaşırırken, bazıları ise böyle bir imkânın gerçekleşmesini Mevla’dan bir lütuf olarak nitelendiriyordu. Bu memnuniyet geri dönüşleri, projemizin ne denli yerinde bir hamle olduğunu bir kez daha teyit etmiş oldu.
Kültürel ve Manevî Bağın Güçlenmesi
Tanzanya’da geçirdiğimiz her saat, gönüller arasında kurulan o nazenin bağı biraz daha güçlendirdi. Çocukların mahcup gözlerinde sevincin izlerini görmek, bizleri tarifsiz bir mutluluğa gark etti. Dahası, Sünnet’in İslami gelenekteki öneminin yanı sıra, bölge insanının samimi misafirperverliği de kayda değer bir husustu. Biz de küçük armağanlarla, Kurban ve sadaka gibi kavramların manevî değerinden dem vurarak, kardeşliğimizin daimî olmasını temenni ettik.
Diğer taraftan, Serhat Derneği’nin yalnızca Tanzanya’da değil, Afrika’nın farklı coğrafyalarında – Sudan yardımı gibi çeşitli projelerle – mazlumların yaralarına merhem olma gayreti sürüyor. Aynı şekilde, Türkiye’de meydana gelen afetler (örneğin Kahramanmaraş depremi) sonrasında da pek çok yardım organizasyonunun içinde yer alındı. Bu tür projeler, aslen dünya üzerindeki tüm kardeşlerimize yönelik dayanışma ruhunun tezahürüdür.
Yerel Hastanelerle İş Birliği ve Eğitim
Amana Hospital’da görev yapan doktorlar, gönüllü Türk doktorlarının uyguladığı sünnet tekniğini yerinde gördü. Birçoğu, bu tekniği kendi hastalarına da uygulamak istediklerini ifade ederek, projeden istifadelerini artırdı. Ayrıca hastaneye bağışlanan sağlık ekipmanları, uzun süreli bir faydayı beraberinde getirecek. Böylece, “bugün” yapılan bir iyiliğin meyvelerinin gelecekte de toplanmasına vesile olmak, derin bir manevi huzur sağlıyor.
Bu çerçevede, sadece tıbbî operasyon değil, aynı zamanda yerel doktorların eğitimine de katkı sunulmuş oldu. Projede görev alan üroloji uzmanlarımız, hastane personeline teorik ve pratik bilgiler aktarmayı ihmal etmedi. Yarınlara tohum ektiğimiz inancıyla, gönül bağımızı taze tutuyoruz.
Umut Dolu Yarınlara Niyet
Tanzanya sünnet organizasyonu, çocukların gülüşlerine, ailelerin şükran dolu bakışlarına ve yerel sağlık personelinin gelişimine hizmet etmesi bakımından çok büyük bir adım oldu. Bir yandan sağlık hizmeti sunarken, diğer yandan gönüller arasında kurulan manevi köprüleri sağlamlaştırdık. Küçücük hediyeler, ufak dokunuşlar ve samimi bir tebessüm, aslında çok büyük değişimlerin kapısını aralayabiliyor.
Bu hizmetle birlikte, büyüyen nesillerin de ileride bu dayanışma ruhundan ilham alacağını umuyoruz. Belki bugün sünnet olan bir çocuk, yarın doktor olup kendi memleketinde veya başka diyarlarda iyilik tohumları ekecek. Kardeşlik böyle bir şeydir: Bir lokma, bin mutluluk için el ele vermektir.
Geleceğe Dair Temenniler
Gelecek projelerimizde de aynı azim ve kararlılıkla yola devam etmeyi niyaz ediyoruz. Tanzanya ve benzeri coğrafyalarda sürdürülebilir sağlık projeleri yürütmek, yalnızca tıbbî değil, aynı zamanda eğitim ve kültürel alandaki adımlarla da desteklenmeli. Zira köklü bir iyiliğin yerleşmesi, ancak altyapı ve eğitimle mümkün olur.
Bu projede emeği geçen tüm gönüllülerimize, doktorlarımıza ve tabii ki destekleriyle bizlere moral olan hayırseverlere en kalbî şükranlarımızı sunuyoruz. Bağış yasaklarından dolayı doğrudan bir talepte bulunamasak da, “gönül” dediğimiz engin derya, zaten bütün bu iyiliklere kapı aralıyor. Mevla’mızdan temennimiz, bu faaliyetlerin dalga dalga büyüyerek çok daha uzak diyarlara erişmesidir.
Birlikte Daha Güzel Günlere
Dileriz ki bu kıymetli çalışmalar, sadece Tanzanya’da değil, dünyanın her köşesinde hayra vesile olsun. Mazlumun ve ihtiyaç sahibinin olduğu her yerde, gönül seferberliğiyle dayanışma ruhunu yeşertmeyi sürdürelim. Mevla’mız, böylesi organize çalışmaları daim eylesin; insanlığın merhamet ve kardeşlik potasında birleştiği günlerin yolunu açık kılsın.
Zorlu günlerin üstesinden birlikte gelmek ve her çocuğun yüzündeki tebessümü çoğaltmak duasıyla… Ümit ediyoruz ki bu sünnet organizasyonu, Afrika’nın ve dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimize ilham kaynağı olacaktır. Mevla bu tür afetleri, hastalıkları ve sıkıntıları bir daha yaşatmasın, dertlere derman arayan tüm gönüllere birlik ve huzur lütfeylesin.
