sömürgecilik yıllarında surinam
Okuma Süresi: 2 dakika

Günümüz Surinam insanını keşfetmenin yolu, sömürgeciliğin adeta bir akım halini aldığı zamanları bilmekten, sömürgecilik zihniyetinin getirdiklerini anlamaktan geçer. Coğrafî keşifler, sömürgeciliği, sömürgecilik de nice insanları getirmiştir Latin Amerika’ya, özelde Surinam’a…

İspanyol kâşifler, 1499 senesinde Surinam kıyılarına vardıklarında, Kızılderililer ilk karşılaştılar. Onlar, Surinam’ın yerlileriydiler. Dağdan gelip bağdakini kovmak tabiri vardır ya; yapılan tam anlamıyla buydu. Neredeyse bir asrın sonunda, istediklerini almışlardı. Yerlileri, Amazon Ormanları’nın iç taraflarına sindirdikten sonra, kıtanın kıyılarını ele geçirdiler.

Hollanda Sömürgeciliği

Ve 1616’da Surinam’da hâkimiyeti, Hollandalılar ele geçirdi. 1651 yılına gelindiğinde bu sefer İngilizler çıkageldi. Aralarında yaşanan çekişmeler sebebiyle cereyan eden sömürge savaşı, bir müddet devam etti. Sonunda İngilizler, New Amsterdam’ın karşılığında Surinam’ı Hollanda’ya bıraktı. New Amsterdam da neresi demeyin. Kulaklarımızın aşina olduğu, bugünün New York’u. Amerika’daki İngiliz kolonilerinin arasında sıkışıp kalan New Amsterdam’ın karşılığında Surinam’ı alan Hollanda, kendince kârlı bir antlaşma yapmıştı. Yani ezilen, yine yerli halk olacaktı. Bu minvalde Surinam’ın gerçek değeri daha iyi anlaşılıyor. Surinam, çamura düşmüş bir altın adeta. Sadece parlatılmayı, keşfedilmeyi bekliyor.

Hollanda, Surinam topraklarında tam hâkimiyeti sağladıktan sonra, kurduğu şeker kamışı ve kahve plantasyonlarında insan gücüne ihtiyaç duydu. Batı Afrika’dan esir alıp köleleştirdiği insanları Surinam’a getirdi. Onlardan insanlar diye bahsediyoruz. Ama dönemin işgalcileri, ne yazık ki onlara öyle bakmıyor, insan muamelesi yapmıyordu. Sömürge döneminde, Surinam şartları çok zordu. Yapılanlar öyle bir safhaya gelmişti ki köleler, plantasyonlardan kaçmaya başladılar. Bunun sonucunda aynı acıları paylaşan yerli halk da onları bağırlarına bastı, onlara yardım etti. Böylece Surinam’da yeni bir kültür daha doğdu; Marunlar. Hollanda sömürgeciliğine karşı direnen Marunlar, köleliği kabul etmediler. Ve 1762’de bir barış antlaşmasıyla özerkliklerini elde ettiler.

Sömürgecilik Döneminden Günümüze Surinam

Plantasyonlardan, kölelerin kaçması ve 1863’te köleliğin kaldırılmasıyla, kolonilerde iş gücüne olan ihtiyaç arttı. Hollanda, oluşan ihtiyacı diğer sömürge kolonilerinden karşılama yoluna gitti. Memleketlerinden gemilerle Surinam’a getirilen Hindistanlı, Endonezyalı ve Çinliler, plantasyonlarda zorunlu işçi olarak çalıştırıldı. Böylece Surinam’ın nüfus yapısı üçüncü defa değişiyordu.

Surinam, Hollanda sömürgesi altında üç yüzyıl kaldı. Geçen asırların ardından Hollanda, Surinam’ı yük olarak görmeye başladı. Akabinde ülke, 1954’te özerk, 1975’te ise bağımsız hale getirildi. Tabii kimin kime yük olduğu tartışılır. Surinam’ın güncel sosyal yapısı içinde, Afrikalısından Marununa, Marunundan Endonezyalısına, Hintlisine, Çinlisine kadar pek çok millet, küçük bir coğrafyaya sığdılar. Böylece bu küçük yer, insanlığın kültürel ve tarihî açık hava müzesi haline geldi. Her ne kadar ülkeleri dar olsa da onlar, geçmişteki acılarına rağmen gönüllerini genişletmiş görünüyorlar.